25 Haziran 2007 Pazartesi

Donuyorum

Nispet yapar gibi haberlerde sürekli “global ısınma geldi”, “hava bir sıcak sorma gitsin” veya “kaynanaboğan sıcakları bunlar, oturduğum yerden kalkamıyorum” haberleri çıkıyor boy boy. Ya hepsi yalan söylüyor ya da ben de bir sorun var. Zira şu an bulunduğum ilçede sibirya soğukları yaşıyoruz. Hayır yol da uzundu ama güney yarımküreye kadar inmiş olamam diye düşünüyorum

Gündüzleri hallice bir bahar havası hüküm sürerken akşamları çölsel iklim kendini hissettiriyor. İlk gece resepsiyona inip klimayı kapattırayım bu ne soğuk ya dedim. Görevli arkadaşı dürte dürte uyandırdım ama kendisini klimanın açık olduğuna ikna etmem biraz sürdü. Tartışmayı daha da uzatırdım aslında ama arkadaşın “otelde klima yok abi” argümanına karşı ne diyeceğimi bilemedim. Hava zaten bu soğukluktaymış.

Akşamları bir tanesi altta olmak üzere 3 battaniyeyle yatıyorum. Zaman zaman titreyerek uyanıp çorap giymek durumunda kalıyorum. Kesinlikle abartı değil. Yerel halk da soğuk olduğunu kabul ediyor ama akşam yemeklerini içeride yemeye zor ikna oluyorlar. Ben “herhalde ayak başparmağımı kaybettim soğuktan, neyse 9 tane daha var, hem himalayalarda kaybettim diye hava atarım” diye düşünürken onlar serin oldu galiba içeri mi girsek diyor. Tamam bu kısmı abartı.

Neyse soğuğun dışında burası iç anadolunun nadir ormanlık yerlerinden biri. Burada beraber çalıştığımız biriyle hafta sonu gezdik biraz. Bu orman dediğimiz, yeşillik dediğimiz nebat nasıl bir mefhumsa artık, insanda sinir stress bırakmıyor inanolsun. 1-2 saat gezdikten sonra yağsız fileto kadar sinirsiz ve mutluydum ki aniden yan taraftan 3 tane geyik önümüze duhul oldu. Böyle deriin deriin baktılar bize, sonra da gayet mağrur bir havayla sallana sallana girdiler ağaçların arasına. Şimdi bilindiği üzre bu geyik denen mahluk pek öyle geleyim insanlara kaynaşayım, aman da yatayım da göbeciğimi kaşısın diyecek bir hayvan değil. Ziyadesiyle antisosyal olur benim bildiğim. Yani neyşinıl coğrafyada gördüklerimiz en ufak çıtırtıda alah ne verdiyse kaçmaktalar. Bu kardeşlerimizin bize bu kadar yaklaşmakta bi beis görmemesi o açıdan çok kıllandırdı beni.

Hemen teorimi ürettim: Doğa ana beni çağırıyordu. İşi gücü bırakıp kendini tabiata ver, Mowgli ol saflığı seç diyordu. Heyecanla acaba vahşi tarafım uyanmış mıdır, içimdeki Manisa tarzanı gaflet uykusundan kalkmış mıdır diye sağımı solumu yokladım ama nafile, aynı diri vicut.

Bu sırada yanımdaki kendini bilmez “Burada geyik yetiştirme çiftliği var. İnsana alışık oluyor bunlar, elinden bile yer dedi”. Elinin körü, zaten ne işim var tabiatta, klozetsiz yapamam ben, hınnh.

Anadoludan görünüm şimdilik bu kadar..

Posted by Picasa

3 yorum:

Horatio dedi ki...

geyikle iki geyik yapsaydınız. hahaaahayt. ay çok kötü. sıcaklardan beynim sulandı iyice. konyak iç konyak... ohh mis gibi. hem strese de iyi gelir.

Horatio dedi ki...

başlık eksik kalmış iki harf...

Herbert dedi ki...

hihoho hayal gücünüze bıraktım o harfleri