Yine bir uzun yol hikayesi. Bu defa geçen seferden farklı olarak kendime sevdiğim şarkılardan bir potpuri oluşturup çıktım yola. Çocukken hazırladığım karışık kasetler geldi aklıma. Hepsine de La Luna’yı koyardım. İnsan bayağı bayağı salak oluyor çocukken.
Bu sefer de en detone tarafından çığırdım hiç çekinmedim. Ama en azından lehçesel ilerlemeler kaydediyorum: What Else is There’i iskandinav, Gel Ey Seher’i de azeri şivesiyle söyleyebiliyorum. Fakat Skin’le birlikte Secretly’i söylemeye çalıştığım nokta nefes borumdaki boğumları elime aldığım nokta oldu.
Neyse azizim kendimle ilgili bu kadar sıkıcı detaydan sonra asıl demek istediğime geleyim. Bu sefer de bir albüm tavsiyem var size: Travis, The Boy With No Name
Travis bilindiği üzere adını Taxi Driver’dan almış pek seviyeli pek güzide bir grup. “Flowers in the Window” ve “Why Does it Always Rain on Me” her dönem gönül telimi tırım tırım titretmiştir. Bu albüm de kollarında altın bilezik olmuş resmen. Ben ziyadesiyle beğendim.
Daha öncekilerde de olduğu üzere, bu da öyle insana sille tokat girişen, “vay be bir anda hayatım değişti” dedirten bir albüm değil. Travis albümleri biraz dinleyip, sindirip benimsedikten sonra insana derinden ve huzurlu bir “mmımmmm” dedirtir zaten (en azından bana). The Boy With No Name de böyle. Şarkı listesi şudur:
3 times and you lose
selfish jean
closer
big chair
battleships
eyes wide open
my eyes
one night
out in space
colder
new amsterdam
Ben en çok My Eyes’ı beğendim. Flowers in the Window tadı bıraktı benim damağımda. Cidden başarılı, tekrar tekrar dinlenilmeli. Ondan sonra da Closer geliyor. Zaten ilk video da buna çekildi. Yalnız yolda dinlerken “ulan bu tef sesleri yoktu bu şarkıda” diye kendi kendime kıllanıp durdum. Gerçeği şarkının sonuna doğru fark ettim ki, tef ritimleri hoparlörün önüne birikmiş bozuk paraların baslarla birlikte hoplamasından oluşuyormuş (hey mr. tambourine man). Yani insan büyüyünce de bir şey değişmiyor, salaklık baki.
Battleships ve Big Chair de akılda kalan başarılı şarkılar. Colder da standart bir Travis şarkısından hayli fazla gitar içermesiyle dikkat çekici.
Neyse lafı uzattım yine. Sözün özü şu, Travis seviyorsanız ciğerinizin bir köşesinde bu albüme de yer bulursunuz mutlaka. Gelseler de canlı canlı dinlesek.
Bu sefer de en detone tarafından çığırdım hiç çekinmedim. Ama en azından lehçesel ilerlemeler kaydediyorum: What Else is There’i iskandinav, Gel Ey Seher’i de azeri şivesiyle söyleyebiliyorum. Fakat Skin’le birlikte Secretly’i söylemeye çalıştığım nokta nefes borumdaki boğumları elime aldığım nokta oldu.
Neyse azizim kendimle ilgili bu kadar sıkıcı detaydan sonra asıl demek istediğime geleyim. Bu sefer de bir albüm tavsiyem var size: Travis, The Boy With No Name
Travis bilindiği üzere adını Taxi Driver’dan almış pek seviyeli pek güzide bir grup. “Flowers in the Window” ve “Why Does it Always Rain on Me” her dönem gönül telimi tırım tırım titretmiştir. Bu albüm de kollarında altın bilezik olmuş resmen. Ben ziyadesiyle beğendim.
Daha öncekilerde de olduğu üzere, bu da öyle insana sille tokat girişen, “vay be bir anda hayatım değişti” dedirten bir albüm değil. Travis albümleri biraz dinleyip, sindirip benimsedikten sonra insana derinden ve huzurlu bir “mmımmmm” dedirtir zaten (en azından bana). The Boy With No Name de böyle. Şarkı listesi şudur:
3 times and you lose
selfish jean
closer
big chair
battleships
eyes wide open
my eyes
one night
out in space
colder
new amsterdam
Ben en çok My Eyes’ı beğendim. Flowers in the Window tadı bıraktı benim damağımda. Cidden başarılı, tekrar tekrar dinlenilmeli. Ondan sonra da Closer geliyor. Zaten ilk video da buna çekildi. Yalnız yolda dinlerken “ulan bu tef sesleri yoktu bu şarkıda” diye kendi kendime kıllanıp durdum. Gerçeği şarkının sonuna doğru fark ettim ki, tef ritimleri hoparlörün önüne birikmiş bozuk paraların baslarla birlikte hoplamasından oluşuyormuş (hey mr. tambourine man). Yani insan büyüyünce de bir şey değişmiyor, salaklık baki.
Battleships ve Big Chair de akılda kalan başarılı şarkılar. Colder da standart bir Travis şarkısından hayli fazla gitar içermesiyle dikkat çekici.
Neyse lafı uzattım yine. Sözün özü şu, Travis seviyorsanız ciğerinizin bir köşesinde bu albüme de yer bulursunuz mutlaka. Gelseler de canlı canlı dinlesek.
4 yorum:
Yozgatta stadyum konserleri olacakmış bu yaz... Biletler biletix'te.
Closer iyi şarkı..
ya ben bu album ciktigindan beri cekecektim guya...bak hatirlattin, muttesem oldu. Pek saolasin...
ne demek canım, herkes edinsin her arşivde olsun :)
Yorum Gönder