26 Aralık 2006 Salı

You Can't Go Home Again


Araştırdım, Thomas Wolfe'nin sözüymüş bu. Gerçi o Amerika'daki büyük buhran dönemi için yazmış ama benim şu aralar yaşadıklarımı da güzel özetliyor.

Aslında son 3 yıldır ev kavramı gittikçe bulanıklaşmaya başladı, otel odası daha tanıdık geliyor ama bu haftasonu anladım ki evden ayrılmak fiziken değil zihnen yapılan bir işmiş. Dediğim gibi 3 yıldır ev sadece haftasonları veya tatilde, artık hangi şehirdeysem kaçıp gittiğim bir yerdi. Yatak benim yatağımdı, kumandanın sarıldığı jelatin benimdi, tuvaletteki sabun da. Ama bu son gidişimde tuvaletteki sabunun rengi başkaydı, başka bir marka yağ alınmıştı. Aynı olanlar da aynı değildi. Çünkü ben artık başka bir yere evim dedim ve 3 yıldır "orda bir ev var uzakta" olan ev artık benim için "ziyaret"e gidilecek bir yer.

İnsan gerçekten de evine dönemiyor, adım attıktan sonra geri çekemiyor. Mevzu mesafe değil değişim. Yanlış anlaşılmasın bu heyecan verici bir duygu. Ama eskinin başka bir sıcaklığı var, o çekilince insan biraz üşüyor..

4 yorum:

Horatio dedi ki...

Welcome to the club.

melontheroad dedi ki...

Home is where the heart is...

Mr.TGM dedi ki...

kağıt helva olsa da yesek..

dodo dedi ki...

Çok güzel gitmiş şarkı...
Sn. Herbert taş yerinde ağırdır