Cumartesi akşamı işten 5 gibi çıktım..Zaten verimli bir çalışma olmamıştı..Haftasonu ne kadar verimli olabilirdi ki zaten??Bir program yapmadığım için Tunalı'ya doğru yürürken her zaman olduğu gibi Çağdaş Sanatlar Merkezi'ne bir uğrayalım dedik..(tek başıma değilim merak etmeyin) O da ne??Bir konser haberi..Hem de saat 8'de..daha 2 saat var..Timucin Sahin ve grubuna Randy Brecker'ın eşlik ediceği yazılmış..Cazla haşır neşir olmama rağmen Timucin Şahin ismini ne yalan söyliyim ilk kez duyuyorum..Konser kitapçığında bahsedildiğine göre yurtdışından olumlu eleştiriler almış birisiymiş..Neyse beni konsere çeken Randy Brecker oldu..Biraderi Michael Brecker ile birlikte caz dünyasında mühim bir yer edinmiş olan bu kişiliği canlı seyretmek her zaman ele geçebilecek bir fırsat değildi..Hem de Ankarada,hem de son derece tesadüfi bir şekilde..Konser saatine yakın salona tekrar geldiğimizde yaşadığım ilk şok bilet kalmadığından bahsetmeleri oldu..Ankara'nın free jazz meraklısı bu kadar insanı barındırdığını düşünmedim açıkçası..Film festivallerinden kalma alışkanlıkla son dakikaya kadar salonun kapısında bekledik..ve sonra en arkada sandalyelerde yer bulduk..hem de para da ödemeden.. (zaten 10 ytl imiş bilet fiyatı)..
Konser gerçekten inanılmazdı..Brecker'ın doğaçlamaları, Timuçin Şahin'in elektronik müzikle cazı harmanlayan farklı soundu, diğer grup üyeleri basçı Kai Eckhardt (takip edilesi) ve davulcu Sean Rickman'ın müthiş performansları..Konser bittiğinde saat 11 olmuştu..yarım saat arayı çıkarsak bile yine de yeterince uzun ve tatmin edici bir performans..Üstelik üstüne arada ikram edilen kahve..Ankara'yı bu yüzden seviyorum..
3 yorum:
Ankara'yı sevme sebebinizi (kahve mi, konser mi, bedava bilet mi) anlayamasam da yazınızı ilgiyle okudum. Sevgiler...
ankara mi? uzakta asyada bi yer olsa gerek. e tabi sanatcilar arda tasraya acilip anadolu kokusu almak istiyo tabi
yoksun sen aslında
yalnızım bu kumsalda
neler neler yapıyorsun
bensizken ankarada
let the sunshine in...
Yorum Gönder