21 Aralık 2009 Pazartesi

Siklamen


gidip havayı değiştirdiğin zaman siklamen
bir fransız filminin içine giriyoruz birlikte
nasıl birisin? nasıl giriyorsun benim hayatıma
afedersiniz siklamen demiştim bir gün bir yerde
siklamenin meleksi formlardan oluştuğunu biliyor musun siklamen
ama yüreğinde ölümü anımsatan bir krizantem var
onu dolduramıyorsun sadece havayı değiştiriyorsun
yaprakların yüreği andırıyor ve birisi
giriyor oraya senden ve benden habersiz
o yok-biri kurumuş siklamen yaprakları gibi
kızıl bir bayrak gibi koruyorsun o yok-birini
kalbin siklamen petalleri gibi gizli dokunmaya korkuyorum
korkutma beni ve o yok-birini
orada kal sağlam kızıl bir bayrak gibi

Lale Müldür'ü Destina dışında pek fazla tanımayanlardanım. Daha fazla okumak lazım.

Bu arada ne güzel çiçeksin sen siklamen,
bana onu hatırlattığın zamanlar dışında..

3 yorum:

Yesim Arpat dedi ki...

Ben en çok Pirinç şiirini severim Lale Müldür'ün. Şiirleri genelde uzundur ve bazı noktalarında kendi hayatına veya iç dünyasına ait ifadeler çıktığından anlaması zor olabiliyor ama ben şahsen hastasıyım.

***
ne kötü şimdi şu an dışarı baktığımda

sana bu derece yabancılaşmam...

o kadar yakındık ki...

ama işte şimdi elimi dışarı uzattığımda

yağmurun yağıp yağmayacağını kavramak dışında

sana dair hiçbir şey bulamıyor olmam

sana tutunamamam- ki katiller bile geride

el izi bırakır, ne acı...

şu an üstümde sarı simlerle işlenmiş

lacivert kadife eşofman olmasından son derece

memnun olmama karşılık bütün bunları

ve başka birçok şeyi bırakıp

çiçekli ince elbiselerle

kafamda hasır üçgen bir şapkayla

sulak pirinç tarlalarında

seninle yan yana dolaşamayacağımızı

bilmek ne kötü...

Yesim Arpat dedi ki...

A bir de bunu severim.
Başka kafadan 'şusunu severim' diyebileceğim şiiri gelmiyor aklıma.

Sizce şair burada ne anlatmak istiyor? En sevdiğim tartışma türü. Hehe.


ESKİL BİR AŞK ÖYKÜSÜ

boynumda yağmurdan bir kolye
ıslak taşlara oturuyorum bugünlerde
bir siyam kedisi ve ben
pek çok şeyi geriye doğru unutuyoruz
eski rus bir sevgilim vardı
başka birisini göze alamam bugünlerde

öykü safir aynalı bir salonda geçiyordu
herşey önce çok güzel başlıyordu

sen, gözünde siyah bir bant, beni dansa kaldırıyordun
ben seni portekizli bir korsan sanıyordum
sonra ortaya çıkıyordu eski bir rus soylusu olduğun

yelkenbezi fularını çıkarıp
bir reverans yapıyordun
odadan yavaş yavaş herkes, soylu soysuz herkes çıkıyordu
ikimiz bir de kediler kalıyordu hava alamıyorduk

kapıları mühürlüyorlardı
eskil bir aşk öyküsünün içinde kalıyorduk
biz seni portekizli bir korsan sanıyorduk
bir siyam kedisi ve ben

Lotte dedi ki...

İttim kapıyı girdim içeri cesurca ya da aptalca
O ve çocuklardı dünya
Yalnızlığım yitti
Karşılığında
Bir saksı beyaz siklamen
Siyah güderi eldiven, renkli camlar
Acıdan bir ayla ortasında
Açmaya korkulan mutluluklar, gizli keyifler
Girdi hayatıma

Sıcak bir bakış bir yadsıma
Salim bir öfke girdi hayatıma
Hatalarım kesinleşti yüzüme vurulduğunda
Savunmadım kendimi artık çok geç
Şen elmalar gibi yuvarlandı ortalığa
Titizce sakladıklarım
Durdum
Lekeli bereli güneşin tam ortasında

Gülten Akın- Siklamen İlahi

Unutmuştum ne zamandır, bunu anımsattı bana...