3 Eylül 2007 Pazartesi

lost room

teknolojiyle yakından ilgilensem de bilgisayar oyunu meraklılarından değilim. counter strike vs. gibi fazla hareketli first person oyunlarda oyun tutuyor beni, koridorlar hoplamalar zıplamalar derken midem bi tuhaf oluyor. civilization tarzı strateji oyunlarını da denedim, onlar da çok sıkıcı. otomobil yarışı desen fena değil ama o da bi yere kadar. adventure oyunları seviyorum ama. başından sonuna bitirdiğim pek az oyunun tamamı bu tarzdır zaten. işte onlardan en çok yer edeni, en beni benden alanı: sanitarium. üniversite zamanıydı, 1 haftam yemek yemeden, dışarı çıkmadan bu oyunun başında geçmişti. en zor ve en keyifli stage'i olan 2. stage'in bir kısmında 2 gün tıkandıktan sonra çözüm duş alırken aklıma gelmişti de, "taşı çana at. taşı çana at" diye haykırarak arşimetvari bir telaş ve çıplakla fırlamıştım banyodan. o kadar çok bilgi ve detay vardı ki resmen yanımda bloknotla oynuyordum oyunu, not tuta tuta. hala kendi kendime "mother is the way" diye sayıklarım. sssssssave game deyişi hala kulaklarımda. ama o haşmetli azametli oyuna yakışmayan tırt bir son bölüm koymuşlardı. yine de senaryo müthişti, yine olsun yine oynarım.


nerden esti diyorsanız, lost room'u izledim. lost room sci-fi channel'ın 6 bölümden oluşan mini dizisi. ama internetten edinecekseniz bölümleri birleştirmişler 3 bölüm olmuş. kabaca anlatırsak zaman örgüsünde bir sıkıntı oluyor (ancak bu kadar yuvarlayabildim) ve bir takım eşyalar ve bir oda kendilerine özgü özellikler kazanıyor. bir tükenmez kalem insanı yakarken, bir otobüs bileti sizi belirli bir noktaya anında fırlatabiliyor. bir takım kişiler de belli bir amaç için bu eşyaları ve onların bağlı olduğu odayı arıyor (off göbeğim çatladı spoiler vermemek için).

dizi çok iyi çekilmiş, hakikaten sürüklüyor insanı. benim gibi bilim kurgu hayranları bayılayacak. oyuncular gerçekten çok iyi. six feet under'ın peter krause yine olmayan bıyığının altından gülüyor, ER'ın eskilerinden Julianna Margulies hala çok güzel. aynen sanitarium gibi bir sürü eşya toplamak, onları gereken yerde ve zamanda kullanmak, bilmeceleri çözmek gerekiyor. ama tek ortak nokta bu değil, lost room da çok iyi giderken sonu hiç olmamış. bu noktadan sonrası spoiler okumak için alttaki boşluğu seçin.

hani bu adam kızı için dağları yakmıştı, herşeyden vazgeçmişti. noldu sonuçta mutlu çekirdek aileye dönüştüler sen sağ ben selamet. tamam dizinin sonunda herşey açıklansın diye beklemiyordum ama, biz biyere bağlayamadık kahramanlarımız çok mutlu oldu işte tamam dağılın hali çok rahatsız edici. suratımıza tükürseydiler bi de.

neyse böyle işte meraklılar izlesin.


13 yorum:

erdemo dedi ki...

yazıyı okurken benim ortak gördü bu oyunu zamanında oynamış, ama sonra bi arkadaşı hacıamış. tekrar nasıl edniebilirim acep dedi. ben de sorarız bu bloglar ne güne duruyor dedim. ve sordum.cevap gözlemekteyim.

Herbert dedi ki...

sor tabi ne demek, benim oyunu da hacılamıştı afacanlar. oyun epey eski piyasada zor bulursun. şöyle bi link buldum ama çalışır diye ummaktayım, evet

http://www.onsayfa.com/forum/oyun-dunyasi/6565-sanitarium.html

silgi dedi ki...

erdem aşkolsun, wef sana da aşkolsun. bilgisayar oyunları konusunda kime gelmeniz gerektiğini öğrenemediniz mi bunca senedir? wefcim, bende oyunun orijinali var, bakarız bir hal çaresine.

herbert bu arada adventure seviyorsan, syberia 1-2 ve still life mutlaka oynanması gereken oyunlardan.

mother is good.

erdemo dedi ki...

silgicazım wef değildi bunu soran, kendi günahların yetmior olsa gerek kuzum. töbekar ol bi daha yapma. alırız senden bi ara o zaman :)

erdemo dedi ki...

herbertim bana çakma hugh diyenim sana da teşekkür ederim.:)

Herbert dedi ki...

tamam tamam pişmanım geri aldım sözümü :) hem gördük mayolu fotoğrafını, artık arnold da diyebiliriz sana :P

Wuthering dedi ki...

silgicigim, her ne kadar isbu oyun hakkinda bilgi sahibi olmasam da, street fighter konusunda yardimlarini bekler, bir hayli de mutesekkir olurum icabinda..

erdemo dedi ki...

de get! :)

silgi dedi ki...

öbür ortağınız benim arkadaşım değil, hiç alakam olmaz.

melontheroad dedi ki...

herbert insan lost room'u kimden duyduğunu da belirtir dimi?
varsa yoksa kötü şeyler söyleyin siz bana...

Herbert dedi ki...

tamam küsme küsme melo, senden duyduk :)

silgi dedi ki...

sanitarium dedin diye hemen çektik izledik, o ne biçim son öyle, allah kahretmesin. nate, gel çocuum buraya, yok bi' daha lost room falan.

Herbert dedi ki...

sorma vallahi tam kepazelik