12 Eylül 2007 Çarşamba

The Fountain-Yorumlu

Bazı filmler var, bazı arkadaşlar herkes izlesin herkes çok sevsin istiyor. Onlara neyse? The Fountain de bunlardan birisi.

Film boyunca 3 farklı Hugh Jackman'in bir şeyleri kurtarma macerasını izliyoruz. Birincisi içinde bulunduğu şeffaf küredeki ağacı kurtarmaya çalışan yogacı Hugh;


ikincisi İspanya'yı ve kraliçeyi kurtarmaya çalışan savaşçı Hugh;


üçüncüsü de hasta olan karısını kurtarmaya çalışan veteriner Hugh.


Film boyunca bu üç hikaye birbiri içine geçip duruyor, o yüzden filmin takibi biraz zor. Bir de yogacı arkadaşın tek yaptığı arada sırada ağacı okşayıp kabuğundan yemek dolayısıyla bu yogacı sahneleri filme durgunluk getirmekten öteye gidememiş. Savaşcı ve veteriner arkadaşların hikayeleri ilgi çekici ama film bittiğinde "ee nee oldu ki yani?" demekten kendimi alamadım. Herhalde filmi tavsiye eden arkadaşımız -şimdi isim vermeyelim-, benim göremediğim bir şeyler gördü, benim alamadığım bir tat aldı bu filmden.

Horatio Dorsay

5 yorum:

Herbert dedi ki...

yok arkadaşım yok, kapasite olmayınca bi yere kadar tabi :P

melontheroad dedi ki...

ben anlamadım,tavsiye eden de sensin, beğenmeyen de.
yoksa sen herbert değil misin?

Herbert dedi ki...

melo çorba oldu?

Horatio dedi ki...

heheh yazık kızcağız overdose oldu...

Adsız dedi ki...

the fundamental filmini anlamak çok zor neden mi?
çünkü film anlaması biraz güç gibi gözüksede (2 defada izleyip anladım) ben anladığımı söyliyim : hayatın ne bir kadına ne bir yere ne bir para değilde ölüme yani sonsuzluğa borçlu olduğunu anlatıyor .zaten sonunda tommy sonsuzluğun yani ölümün tek şey olduğunu anlıyor ve şilalba bence o şilalba dedikleri yer (sirius yıldızı ztn kurandada geçiyor) bunu anlayan kişiniz gittiğ yer filmde bunu anlayan kişide adate tanrılaşıyor.!! anladığım biraz mantık please yani