8 Şubat 2007 Perşembe

Bol kalorili yemek blogu

Dikkat: Biraz sonra okuyacağınız yazı bol miktarda kebap, rakı, tavuk şiş, sucuk, domates ve soğan içermektedir.

Kimselerin gitmediği, gidip de dönmediği, dönüp de bulamadığı yerdeyiz, İstanbul Bahçelievler'deyiz. Mr.TGM'in de içinde bulunduğu kalabalık bir gruplayız. Mekanımız Hünkar Ocakbaşı.


Ocakbaşı denince akla gelen klasik ocakbaşılardan farklı bir yer burası. Aç parantez yahu klasik ocakbaşı dedim de, biz Ankara'dayken Necatibey'de şahane bir ocakbaşına giderdik, duruyor mu acaba kapa parantez. Ocak daha doğrusu mangal, masanın ortasına yerleştirilmiş, üst kısmına güzel bir havalandırma yapılmış. Lokantaya gider gitmez et reyonundan etler seçiliyor, sucuk, terbiyeli köfte, kaşarlı köfte, tavuk şiş, ciğer, et pirzola, biftek. Adam başı 300 gram kadar. Masaya gidildiğinde mezeler gelmiş oluyor, bir yandan meze seçerken bir yandan da rakımızı söylüyoruz. 8 kişiyiz, hem Efe'nin yaş üzüm rakısı hem de Tekirdağ isteniyor. Ben bir de şalgam istiyorum, eee Mersin'de öyle alıştık biz. Hem rakı seyrelsin diye zaten su konuyor, bir de üstüne su içmek neden? Domates, soğan, biber ve ekmek geliyor masaya. Ekmekler dahil atıyoruz ocağa.



Ekmek hafif ısınsın, soğan ve domates pişedursun, biz de ufaktan rakıdan ve mezelerden başlayalım. Masada hep bildik mezeler, acılı ezme, haydari, patlıcan ezme. Bu sırada garson gelip hellim peyniri isteyip istemediğimizi soruyor. Ocakta hellim! Getir koçum bakalım. Masamızdaki açlık had safhada, TGM'den rica ediyoruz sucuklarımızı atıyor ocağa. Resimdeki TGM'nin kolu. Mangaldaki sucukları pişirmek için maşayı bir orkestra şefiymişçesine kullanıyor.


Sucuklardan sonra köfteleri ardından tavuk şişleri atıyor TGM usta. TGM'ye bizim "esnaf" arkadaşımız yardım ediyor. Bir yandan rakılar yuvarlanıyor, bir yandan sohbet ediliyor. Mangalda hellim şahane oluyor. Ciğerlerimizi de attırıp et pirzolayla ana yemek faslını kapatıyoruz. Sıra meyvede, tatlıda ve kahvede. "Esnaf" arkadaşımızla künefeleri görünce dayanamıyoruz, künefe gelene kadar da birer fırın sütlacı mideye indiriyoruz. Künefe şahane ama biraz kuru gibi, "esnaf"ımız biraz daha şerbet döktürüyor. En son orta kahvelerimizi de içip kalkıyoruz.

3 yorum:

Mr.TGM dedi ki...

Kendi işimiz esnafız..
Ocakbaşında ustayız..

Herbert dedi ki...

afiyet olsun demek düşer bize de :)

dodo dedi ki...

Afiyet bal şeker olsun :)