Pazartesilerin tek tatsız yanı işe başlamak, erken kalkmak değil bence. Daha da fenası damakta hissedilen onulmaz ve kekremsi pişmanlık tadı. Ne yaparsanız yapın bir “keşke” kalıyor mutlaka.
Benim cumartesim sıkıcı, pazar günüm gayet güzeldi. Güzeldi derken “güzel”i biraz açıklamak lazım tabi. Sabahın 3,5unda uyandım mesela o güzel değildi. Kendimi yataktan jiletle kazıyıp kaldırdım o da güzel değildi. Sırtımda zibilyon tane yükle, bu kadar eşyayı bir kerede nasıl taşırım optimizasyonu da, pazar sabaha karşısı için pek piknik neşesi vermedi bana. Ama o kadar yükten bel kemiğim sinüs eğrisine dönmüş, taksi bekleyip Quassimodo ile aramdaki 7 farkı bulmaya çalışırken önümde duran bir diğer taksiyle gelişen şu muhabbet güzeldi:
Taksici: Abi Serdar Ortaç nerde çıkıyor?
Quassimodo: höö?
Taksici: Serdar Ortaç...
Quassimodo: Abi saat sabahın 4ü, adam evinde yatıyordur heralde
Taksinin camından kafasını uzatan müşteri: diskoryum mu diskorama mı öyle bi yermiş galiba
Quassimodo: haa sağa dön sola dön vs. orası işte
Taksinin camından kafasını uzatan müşteri: orda mı çıkıyo
Çantaların ağırlığını gittikçe içinde hisseden Quassimodo: valla biliyorum desem yalan olacak
Sol böğrüme duhul olmuş çantanın kulbunu çıkarayım da öyle şaşırayım şu muhabbete derken, benim taksi de geldi, fırsat kalmadı. Neyse buluşma noktasında yarım saat ayazda bekleyip civciv gibi birbirimize sokularak ısınmaya çalıştıktan sonra, 20 dakikadır yanımızda duran ve "yok bu o tur değil" diyen otobüsün şoförü, “ya sizin tur da bu otobüsle gidiyormuş şimdi fark ettim “ dedi, bu da pek güzel değildi inanolsun. Bir de otobüste dağıtılan paleontolojik çağdan kalma poğaçaların içinden fosil çıkar mı, çıksa da “bakın evrim var işte” diye bağırsak bizi recm ederler mi konulu sohbetimiz, otobüsteki 2 adet çocuğun (bakın çocuk diyorum, başka bir şey de diyebilirdim) beraber ve solo haykırışlarıyla kesildi tabi. Yine de güldük eğlendik.
Günün geri kalanı, hayvani tipiyi ve (çok af edersiniz) “kadın cinsel uzvunu ve kaidesini dağıttıracak cinsten” düşüşümü saymazsak gayet iyiydi. Artık vücudumun üstü sabit kalarak dönebiliyorum.
Bir de dönüş yolunda acayip tipi ve buzlanma yüzünden yolda kalıyorduk az kalsın. Bizden sonra yolan çıkan bir arkadaşın telefonuyla, bizden sonra yolda kamyon devrildiğini milletin mahsur kaldığını öğrendik. Kamyon devirmenin mecazi bir anlamı da yok muydu diye soracaktım ama arabadaki sübyanları düşünüp vaz geçtim.
Neyse efenim konuya gelirsek yine de pişmanım. Keşke evde yatsaydım da şimdi masa başında uyuklayıp, ikide bir hayvan gibi esneyerek karşımda oturan teyzeye dolgularımı göstermeseydim, ya da akşam eve döndüğümde film izlemeyip direkt yatsaydım keşke diyorum. Halbuki geçen haftasonu bir şey yapmamıştım pek, o zaman da haftasonunu heba ettik keşke bir yerlere gitseydim demiştim pazartesi.
Haftanın 5 günü kalan 2 günü düşünüp hayal kurunca, ne yaparsan yap tatminkar olmuyor herhalde. Haftasonu için yaşamak zor. Asla yetmiyor.
9 yorum:
iyi ki gelmemişim :p
gecmis olsun herbert.. umarim daha iyicesindir..
hafta sonu asla yetmez.. 10 gunluk tatiller bile insani kesmezken 2 guncukluk hafta sonu nasil tatmin edici olsun ki??
aaa! bu yazı rtük'e takılır ben sana söyleyeyim. İhbar çin ALO RTÜK 178'i arayabilirsiniz. :)
vucudun ustunun sabit kalacak sekilde donebilmeyi canlandirmaya calistim da, kendi kendime gulerken yakalanmamak icin dua ediyorum.
kufure kazandirdiginiz yeni boyut da iyimis.
2 gunluk tatilin sonunda dinlenecegim en az 1 gun yoksa, yorucu aktivitelerden uzak duruyorum. Keske cumartesi gitseymissin de dinlenebilseymissin, ya da film ,izlemeseydin.
Herkesin derdinin aynı olduğunu gördükçe daha da sinirim bozuluyor benim. Bişey yapmak lazım ve ben sanırım o bişeyin ne olduğunu düşünürken kafayı sıyıracağım. Bir de ben bi türlü canlandıramadım gözümde vücudün üst tarafı dönmek nasıl olur. Biraz önce denedim, olmuyor :))
iyi mi oldu kötü mü oldu sevgili herbert?
omuzlarımın sabit kalıp alt kısmın dönmesi düşerken başıma gelen bi durum, ekşın men gibi kıçım başka döndü başım başka döndü çok afedersiniz.
tatiller yetmiyor cidden, neyse bardağın dolu tarafına bakalım olanın tadını çıkaralım.
alah kimseyi avukatların eline düşürmesin diyorum bu arada.
iyi oldu, evde oturan erken ölür demişler.
temmuz 2003-nisan 2006 ilk işim sırasında böyle hissettim.nisan 2006-ağustos 2007 ikinci işim sırasında ilk aylarda olmasa da sonradan hissettim.eylül 2007'den beri böyle bir tat kalmıyor ağzımda,pazartesilerin benim salı,çrş,prş.den farkı yok!
İşini mi değiştirmelisin acaba?
Ama genellemeleri hiç mi hiç sevmem...
haftasonu için, bayram tatili için, yıllık izin için yaşamak gibi garip bir döngünün içinde boğulup gitmek. o güzel nadide tatil günlerini de maksimum sosyal aktivite ile geçirmeye çalışmak, vücudu haşat etmek, sinirleri harap etmek, ömrü tüketmek...
çok geçmiş olsun.
Yorum Gönder