9 Ocak 2008 Çarşamba

Naber adamım?

Bizim yöneticilerden kim Amerika'ya görüşmeye gitse bu rezaletle karşılaşıyoruz. Bush çok fena laubali davranıyor. Geçen Kasım'da delikanlı başbakanımız bile Bush'u alt edemedi. Bush sanki Pazar günü kilisede karşılaşmışlar gibi "nasılsın çok iyi gördüm yaaav" muhabetti yaptı. Heyetteki orgenerale dalga geçer gibi çok iyi ordunuz var dedi. Hele diğer milletvekiline neredeyse el ense çekti. En komiği de Bush olanca gevşekliğiyle bunları söylerken, başbakanın buruk bir gülümsemeyle çevirmene dönüp "ben de kendisini iyi gördüm, heheh" demesiydi. Oha be abi. Karşındakiler bir ülkenin üst düzey yöneticileri, bu kadar küçümsenmez ki. işte o rezalet görüntüler:
Peki hala Amerikada bulunan yeni cumhurbaşkanımızla durum ne oldu? Abdullah Gül'un bu konularda deneyimi olmalı. Ama Bush bu, yine yapacağını yapmış, arkadan dolanıp pandik atmış. Gül de şaşırmış, tokalaşsın mı otursun mu bilememiş.
Hayır şu resim olmasa olayı sadece AKP ve Bush'a bağlayıp kurtulacam.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

70'li yıllarda dayim Amerika'daymis, bizim yoneticiler yine ziyarette bulunmus. Gazeteler "dilenmeye geldi" gibisinden yorum yapmis o zaman. Sanirim hicbir zaman saygi gormemisiz. Simdikilerle imkansiz zaten.

Yesim Arpat dedi ki...

Yahu Amerikalılar böyleler. Bizim CEO- ki cirosu Istanbul eden bir şirketten bahsediyoruz- toplantıda ayakkabısını çıkarıp dolanırdı rahat ediyor diye. Biz de alıştık hatta buna. Ben de işte ayakkabıları çıkarır otururdum. Burda da yaptım bir iki defa. Feci dalga geçtiler benle. Ofisin eğlencesi oldum.

Ne bileyim koskoca bilmemne profesörü burnunu karıştırırdı konferans sunumunda. Bildiğin pötikareli pijamalarla sanat galerisi gezerdim.
Orada Barnes & Noble'da yere oturup karıştırırdık kitapları. Burda D&R'da bir denedim. Adamın biri gelip bana inanamadığını söyledi.

Özetle, adamlar rahatlar. Protokolleri de öyle. Kendi değer yargılarımızla değerlendirmeyelim lütfen.

Horatio dedi ki...

hafiye, normal diyosun yani?

Herbert dedi ki...

çorabi bırak balayını anlat bence hafiye

Yesim Arpat dedi ki...

Yavaş yavaş. Bi durun bi üff ya. Şövalye ağustos böceğinin balayında karınca'lığı tuttu. Saatler kurup erkenden kalkıp günde 12 saat yürümekten helak oldum. Hala yorgunum.

Düğünü de merak edenler var daha.
Herkes gelemedi ki. Yavaş yavaş yazıcam :) Kasmayın adamı