19 Temmuz 2007 Perşembe

Prag yeniden

Picasa denen muhteşem program aracılığıyla resimlerim klasörümü düzenlerken Ocak'ta Herb ile gittiğimiz Pragda çekilen fotoğraflara takıldı gözüm. O zamanlar çok yazı yazmıştık Prag hakkında. 6 ay sonra tekrar bir Prag yazısı yazma isteği kapladı içimi.

Çok ilginç bulduğum şey, çekilen fotoğrafların yarısını hatırlamamam, halbuki o zaman ezberlemiştik Bay Herb ile, o bu kilisede, şu bu sokakta diye.

Turdan ve Pragdan akılda kalanları özetleyeyim.

1-Pragda belli bir mimari stil yok, hepsi birbirinin üstüne eklemlenmiş. Bu gotik, şu da barok demek mümkün değil.
2-Döt kadar bir şehir olmasına karşın, toplu taşıma inanılmaz durumda. 3 hatlı metro yetmiyormuş gibi, tramvaylar ve otobüsler var.
3-Ortalıkta pek Çek göremedik.
4-Metronun yürüyen merdivenleri çok hızlı.
5-Dış görüşünüşü, içerdeki raf sistemi ile filan DiaSa, BİM market ayarlarında Erotic City var şehrin her yerinde. Merak edip birine girmiştik Herb ile.
6-Bazı garsonlar çok suratsız, bazıları süper.
7-Yemek istediğinizde garnitürü ayrıca sipariş etmeniz gerekiyor.
8-Becherovka adında tarçınlı votkaya benzeyen bir milli içkileri var, bir şişe aldım hala içmedim.
9-Absinth satışı serbest, beynimiz patlar diye korkumuzdan almadık ve denemedik.
10-Bir yerde karşımıza TGM adında birisinin kocaman heykeli çıkmıştı.
11-Gece her an bir yerden vampirler çıkıp saldıracakmış hissi oluşuyor. Blade sağolsun.
12-Bi süre sonra kiliseler, köprüler, kuleler ve benzer eski mimari yapılar anlamsızlaşıyor, sıradanlaşıyor.
13-Yılbaşı gecesi otobüs durağında tanıştığımız 2 ingiliz hatun bize asıldı ama biz iki Bilo, onları bırakıp meydandaki kutlamalara gittik (kusura bakma Herb, önünde sonunda ortaya çıkacaktı bu).
14-Yılbaşı gecesi son otobüsü kaçırıp, o kafayla otele yürümeye kalktık ve kaybolduk. Yolda Herb, durağın birine üre ve ürik asit karışımı bıraktı. 2 saat yürüyüşün sonunda ayılarak oteli buldum, Herb hala dua eder bana.
15-Herbert'ı tramvay altında kalmaktan kurtardım bi de.
16-Hayatında toplu taşıma kullanmamış 3 tane tur arkadaşımızı önce otobüse sonra metroya bindirip Pragın varoşlarına götürmüştük, o günden sonra bize bulaşmadılar.
17-Bizim ziraat bankası misali heryerde ceska sporitelna adında bir banka var. Herb yılbaşı gecesi birisinin ATMsine sarılmıştı.
18-Sokakta satılan sıcak şarap ve domuz sosisleri çok kötü.
19-Fiyatlar çok uygun. Bira sudan ucuz.
20-Sırf bira içmeye bile gidilir praga. Onlarca çeşit. Biz en çok Krusovice markasını sevdik. En meşhuru Pilsner Urquell. Bi de taze yapılanlar var tabi. Ah be olsa da içsek.
21-Romantik şehir, cennetten köşe yakıştırmaları doğru değil. Çok kasvetli, sıkıntılı bir anda intihara sürükler, kendinizi Vlatava nehrine bırakıverirsiniz.

Tekrar yurtdışı yapma zamanımız gelmiş, hadi dostlar.

6 yorum:

Herbert dedi ki...

biraz sarsak bi yol arkadaşıyım evet :) benim de aklıma geldi geçen gün o pazar maceramız, bi de "domuz eti miii" tepkileri, bi de taylandlı bakkalın çikolataları hahaha

Esin dedi ki...

:) baya eglenmissiniz, Ingiliz kizlara kimse inanmaz ama :) kurban bayramiyla birlesince ben de Passau'ya gitmistim yilbasinda, ben de orayi anlatayim. bir sonraki yurtdisi maceraniza fikir versin :)

dodo dedi ki...

Ben çerkezköye gittim, avrupa istihkakımı doldurdum bu yaz :)

Herbert dedi ki...

bi de hala canım sıkıldıkça o videoyu izliyorum, EĞLENİYOMUYUZZ!!

silgi dedi ki...

çok gezmeyin.

Horatio dedi ki...

çok iyi bir yol arkadaşısın güzel abim. yeni rota neresi amsterdam mı?