4 Mayıs 2007 Cuma

Hem Fukara Hem..

Belirli bir kesime duyduğum nefreti sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu kitleye dahil olan kendini bilmezler genelde şu özellikleri taşıyorlar:
  • Anadolu yakasında ikamet ederler (e olabilir tercih meselesi)
  • Avrupa yakasında çalışırlar (hiç mantıklı değil ama mazoşistse ben ne yapayım)
  • İşe arabayla gelip giderler (hah işte zurnanın zırt dediği yer)
Yani canım vatandaşım avrupa yakasında çalışıyorsun, normal tabi işlerin çoğu burada. Buna rağmen anadolu yakasında oturmayı tercih ettin, olabilir vardır mutlaka geçerli bir sebebi. Ama niye transatlantik gibi kocaman arabanda tek başına gider gelirsin işine. Hem trafiği beyhude meşgul edersin, hem petrol tüketirsin, bir de ozonu delersin sen. Ya toplanın bir arabada birkaç kişi gelin ya da toplu taşım diye bir olguyla tanıştırmak isterim seni. Yani biliyorsun ki sabah anadoludan avrupaya, akşamda tersi istikamette kavimler göçü yaşanıyor, her akşam köprü girişinde yeniden ve yeniden dandanakan savaşı vuku buluyor, istanbul bir defa daha fethediliyor. E bu mücadeleye girip niye sabrını test eder insan. Bütün anadolu yakası sakinleri Yunus Emre gibi nefsini köreltme kararı aldı da benim haberim mi yok. Ama bir yandan şikayet etmekten de geri durulmuyor (toplu taşımı kullananların şikayetlerine hak veriyorum, benim sorunum 3 oda bir salon arabasında tek başına oturup 2 şeridi tıkayan sonra da niye trafik var bu şehirde diyenlerle). Yani Ayşen Gruda'nın Namussuz Namuslu filminde Şener Şen'e dediği gibi "hem fukara hem şeyi büyük"

Bu insanlarda bir de engellenemez bir şerit değiştirme içgüdüsü var. Köprüden önceki son çıkış geçilmiş, yani hepimizin kısa vadedeki kaderi ortak: köprü. Ama buna rağmen en ufak bir açıklıkta yırtık çoraptan fırlar gibi hört diye, bir o şeride bir bu şeride geçip varyete yapma meraklısı bir kalabalık mevcut. Nedir acaba mantık "yandaki şerit 3mm/s daha hızlı gidiyor, hemen oraya geçeyim onlar da ilerleyemesin" diye düşünüyorlar büyük ihtimalle.

Madem anadoluda oturmuyorsun sana ne o zaman dediğinizi duyar gibiyim. Maalesef öyle olmuyor, balonu bir taraftan sıkınca her taraf geriliyor. Aynı yakada çevre yolunu kullanmak durumunda kalıyor insan. Tam bir çile. Daha sinir bozan tarafı bazen anadolu yakasına geçmem gerekiyor iş icabı. Nasıl olsa ters trafik diye düşünüyor insan ama kazın ayağı öyle değil. Bizim bir şeridmizi alıp yukarıda anlattığım "fukaralara" veriyorlar. İşte o noktada ben balataları sıyırıyorum. Madem bu trafiği çekmeyi tercih ettin benim şeridimi rahat bırak bari. Bu kadar mı kendini bilmezlik olur. Delritmeyin beni :)

Demem o ki, arabaları bırakalım gibi bir iddiam yok. Benim de arabam var, ben de kullanıyorum. Ama özellikle trafiğin civcivli saatlerinde toplu taşımla gidebileceğim yerlere savulun ben geldim edasıyla sokmuyorum düldülü. Yani hesap ortada zorlamanın mantığı yok. Orta asyadan göçeli 1000 yıl oldu bırakalım bu göçebe hevesleri di mi canım kardeşim.

4 yorum:

Mr.TGM dedi ki...

six lanes of traffic, three lanes moving slow vaziyetlerine girmişsin..ankarada çevre yolundan vurdun mu hoop işimdeyim gücümdeyim..i melihi sevmeyenler utansın..

Herbert dedi ki...

hocam afederisin ama şehriniz bizim evdeki küvet kadar. Onun da trafiğini düzeltemeyecekse ne desem boş :))

melontheroad dedi ki...

her şeyi devletten bekleyen zihniyete karşıyım ama istanbul belediyesinin işi gücü bırakıp her yere metro yapmasının zamanı geldi de geçiyor diye düşünmeden edemiyorum...
(amma çok fiilli bir cümle oldu)

Horatio dedi ki...

hocam ne güzel yazmışsınız... ellerinize sağlık. (geç yorum için özür)