Ankara film festivali başladı Cuma günü..hemen 2 film attık..ilki Go Master diye Çinli bir go oyuncusunun hayatını anlatan biyografik bir film..Go oyununa meraklı olanlar için ilginç gelebilir..Japonya-Çin çatışmalarının olduğu dönem dışında çok ilgimi çekmedi benim..filmden sonra Alman elçiliğinin kokteyline rasgelip vodkaları yuvarladık..Nur Sürer filan da gelmiş festivale..Yaşına rağmen hoş kadınmış kendisi, görmüş olduk..
Cumartesi akşamı da son dönemdeki favori yönetmenlerimizden Chan-Wook Park'ın son filmi I'm a Cyborg but it is Ok i izleme şansına eriştik..önceki filmin aksine salon full çekmiş..Old Boy ve Vengenance serisiyle amcam anlaşılan fankılap yaratmış kendisine..elimizde Old Boy 2-Disc Limited Edition (uygun fiyata ilerde okuturum bunu) ile girdiğimiz film açıkçası benim beklentilerimi tam karşılamadı..Ne biliyim deli gönül Kore filmi görünce şiddetsiz yapamaz oldu heralde..Ama yine de her türlü orjinalliği ve yaratıcılığı bünyesinde barındıran biraz duygusal biraz romantik çokca şizofrenik bir film..Hikaye ve karakterler oldukça başarılı..Hele akıl hastanesindeki hastaların hemen hepsi ilgi çekici tipler tek tek anlatmıyım şimdi..Müzik seçiminde de Park efendi yine valslerden gitmiş iyi etmiş..
Bu arada akıl hastanesinde, kendini tüm yaşanan olayların sorumlusu hisseden bir hastayı canlandıran arkadaşımız Old Boy'da dişleri Dae-Su tarafından kerpetenle sökülen herifmiş..Hepsi çekik gözlü anlayamadık tabii..
1 yorum:
Kırsal kesimde de böyle organizasyonlar düzenleniyo olması sevindirici. Ülkemiz gelişiyor :)
Yorum Gönder