Aman şöyle muhteşemdi, böyle bitmesinde temalı tatil yazılarından hazzetmiyorum. Bana ne senin huzurundan derler adama. Yaptıysan ilginç bir şey onu anlatmalı bence. O yüzden 2 haftalık tatilimin sonunda ben de gezimin zirvesini yazıyorum: yamaç paraşütü..
Hep istediğim, hiç fırsat bulamadığım bir şeydi. Yapmak için mıymıntı arkadaşları bir kenara bırakıp damarından kan akanları bulmak lazımmış.
Efendim bu işi yapabilmek için önce 1 saat 55 derece sıcakta kamyonet bekliyorsunuz. Bu müddet zarfında terlemekten yüzüme sürdüğüm güneş kremleri diz kapağıma inmiş, baygınlıkla ayıklık arasındaki kalın çizgide yuvarlanırken Desoto marka kamyonet geliyor, çünkü atlayacağımız 1700 metre yükseklikteki yamacın keçi yollarına başka araç çıkamıyor. Bu arada terlikle olmuyormuş atlama işi. Büyük ihtimalle ilk sahibi Cengiz Han’dan sonra epeyce kişi tarafından giyilmiş bir ayakkabı tahsis ediyorlar derhal.
Yaklaşık 1 saatlik sıkışık toz toprak içinde, iç organlarını püre hale getirici yolculuk bittikten sonra, o yolu desotoyla döneceğime paraşütsüz de olsa atlarım diyor insan. Zaten çıkınca da öyle seni psikolojik olarak hazırlayalım, heyecanını alalım, pamuklara sarmalayıp saralım gibi bir ortam yok. Biri kıçına biri başına bir şey bağlıyor, hadi koşmaya başla diyorlar. Bir bakıyorsun havadasın.Gerçekten inanılmaz bir keyif. Rüzgar deli gibi esiyor, manzara muhteşem. Tandem yapıldığı için arkada bir pilot uçuşu yapıyor, sana izleyip keyif almak kalıyor. 2000 metreye yükseldiğinde insan havayla arasında hiç birşey olmadığından gerçekten uçtuğunu hissediyor. Ben kontrolden çıkmışçasına resim çekip sırıtırken pilotumuz bir spiral atalım mı diyor. Ben hevesli taze, atlıyorum hemen. Biz kendi etrafımızda dönerek 1-2 saniyede yaklaşık 100 metre düşüyoruz. Pilot nasıldı diye soruyor. Harika diyebilmek için önce küçük dilime takılmış safra kesemi yutmak zorunda kalıyorum. Ama aynı şeyi ikinci kere teklif ettiğinde hemen kabul etmemi engellemiyor bu. Bu arada etraftaki paraşütlerle yarışıyoruz.
Neyse efendim. Durum budur. Fırsat bulursanız mutlaka deneyin. Asla unutamayacağım bir 45 dakika idi.